Makaleler

Futbol Yalnızca Bir Oyun!

Spor Aslında Nedir?

Spor, tarih boyunca insanları bir araya getiren, heyecan uyandıran, birleştirici bir güç olarak kendini kanıtlamıştır. Bu etkinliklerin amacı, sadece bir eğlence aracı olarak insanların birbirleriyle sağlıklı rekabet içinde buluşmalarını sağlamaktır. Bu nedenle, spor müsabakalarının yalnızca bir oyun olduğunu anlamak ve bu atmosferde şiddete yer vermemek, sporun temel prensiplerinden biridir. Spor müsabakalarında yaşanan şiddet, sadece o anki olayları değil, aynı zamanda toplumu da olumsuz etkiler. Tribünlerde çıkan olaylar, sporun asıl hedefini gölgeleyerek insanları korku ve endişeye sevk edebilir. Ayrıca, sporun genç kuşaklar üzerinde olumlu bir etki bırakması beklenirken şiddetle iç içe geçtiği bir atmosferde bu beklenti de boşa çıkacaktır. Üzülerek belirtmek gerekir ki yakın tarihte ülkemiz spor müsabakalarında birçok şiddet olayıyla karşı karşıya kalınmıştır.

Ne Sebep Oldu?

Türkiye'de sporun birleştirici güç olmaktan çıkarak bir nefret nesnesine dönüşmesi, ülkenin sosyal dokusundaki değişimleri ve spordaki olumsuz gelişmeleri yansıtan endişe verici bir durumu işaret etmektedir. Bir zamanlar farklı kültürlerden ve etnik gruplardan gelen insanları bir araya getiren bir platform olarak spor, maalesef son yıllarda bir kutuplaşma ve nefret olgusuna dönüşmüş gibi görünmektedir. Sporun, taraftar grupları arasında rekabeti teşvik etmek yerine düşmanlığı körükleyen bir araç haline gelmesi, maç günlerinin heyecan yerine gerilimle dolu anlarla geçmesine neden olmaktadır. Taraftar grupları arasındaki nefret söylemi ve şiddet eylemleri, spordan ziyade bir kutuplaşma aracına dönüşmüştür. Sporun asıl amacı, insanları bir araya getirip, ortak bir paydada buluşturarak toplumsal dayanışma ve birlik duygularını güçlendirmek olmasına rağmen, mevcut durum, sporun bahsedilen asıl amacının unutulduğunu göstermektedir. Ayrıca sporun, insanları birleştiren bir güç olmaktan çıkarak, ayrışmayı ve düşmanlığı besleyen bir arenaya dönüşmesi, Türkiye'nin sosyal yapısında derin yaralar açabilecektir. Bu nedenle, sporun yeniden birleştirici bir güç olarak değerlendirilmesi ve kutuplaşmanın azaltılması için toplumsal çaba sarf edilmesi önemlidir. Yine, gerçekleşen şiddet olaylarının ardından ceza ve spor hukuku mevzuatlarının eksiksiz bir şekilde uygulanması hayati önem taşımaktadır.

Sporda Şiddet

04.04.2015 tarihinde Fenerbahçe’nin futbol takımının otobüsü, Çaykur Rizespor ile oynadığı maç sonrası, futbolcular ve teknik heyet araç içerisinde seyahat halindeyken silahlı bir saldırıya uğramıştır. Saldırgan veya saldırganlar, olayın üzerinden dokuz seneye yakın vakit geçmesine karşın henüz tespit edilememiştir. Bu saldırı bir spor müsabakası sırasında gerçekleşmemiş olsa da spor camiasına hâkim olan nefrete bir örnek teşkil etmektedir.

24.04.2016 tarihinde Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında gerçekleşen futbol müsabakasında Trabzonsporlu bir taraftar hakem Volkan Bayarslan’ın üzerine kale arkasından atlayarak saldırı girişiminde bulunmuştur.

Yine 04.09.2022 tarihinde Ankaragücü ile Beşiktaş arasında gerçekleşen futbol müsabakasında da bir taraftar Beşiktaşlı futbolculara saldırmıştır.

Ülkemizdeki spor müsabakalarında bu ve bunun gibi gerçekleşen şiddet olaylarına birçok farklı örnek vermek ne yazık ki mümkündür. Geçtiğimiz hafta sporda şiddet başlığı altına bir yeni örnek daha eklenmiştir. 11.12.2023 tarihinde Ankaragücü ile Rizespor arasında gerçekleşen futbol müsabakasında hakem Halil Umut Meler, Ankaragücü başkanı Faruk Koca tarafından maç sonunda yumruklanmış ve ayrıca birkaç yönetici tarafından da yerde tekmelenmek suretiyle linç girişimine uğramıştır. Ardından Halil Umut Meler hastaneye kaldırılmış ve elmacık kemiğinde çatlak tespit edilmiştir. Bu saldırı ülkemiz spor tarihinde ne yazık ki kara bir leke olarak yer etmiştir.

Disiplin Suçunu Gerektiren Hallerde Süreç Nasıl İşler?

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK); Profesyonel futbol faaliyetlerinde bulunan kulüpler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, yöneticiler, müsabaka görevlileri ve profesyonel futbolun diğer paydaşlarından kaynaklanan disiplin ihlallerini çözüme kavuşturan yetkilendirilmiş bir kuruldur. Bu kurul, ilgili tarafların eylemlerinden kaynaklanan disiplin sorunlarına karar verme yetkisine sahiptir. Kurul, profesyonel futbolun tüm bileşenleri arasında olası anlaşmazlıkların ve kuralların ihlallerinin ele alınması için özel bir organdır. Bu yetkilendirilmiş kurul, disiplin ihlallerinin tespiti, değerlendirmesi ve gerekirse uygun yaptırımların uygulanması konularında sorumluluk taşımakla beraber, futbolun profesyonel düzeyde düzenli ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacına da sahiptir.

Disiplin suçunu gerektiren bir olay yaşandığında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın görevlendireceği kişiler veya disiplin müfettişleri TFF’yi temsilen soruşturma başlatmakla yetkilidirler. Görevli kişiler, disiplin kuruluna başvururken hazırladıkları sevk yazılarında olayın özeti, tarihi, müsabakanın kategorisi, cezalandırılması istenen kişi ve kulüplerin isimlerini belirtirler. Sevk yazısına bağlı soruşturma evrakının görevli kurula sunulması ile disiplin yargılaması başlar. Soruşturma sonrası Disiplin Kurulu kararını açıklar ve bu karara itiraz en üst hukuk kurulu olan TFF Tahkim Kuruluna yapılır.

Hakem Halil Umut Meler’e karşı gerçekleşen saldırı, hem Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı hem de Türk Ceza Kanunu gibi iki önemli hukuki çerçeve içinde değerlendirilmelidir. Bu saldırıyı yalnızca bir disiplin suçu olarak yorumlamak kuşkusuz yetersiz olacaktır. Aynı zamanda Ceza Hukuku kapsamında birçok suçun varlığı mevcuttur. 

Halil Umut Meler’e Karşı Gerçekleşen Saldırının Sonuçları

14.12.2023 sabahı TFF kendi resmi sitesinden PFDK tarafından verilen cezaları açıkladı. Futbol Federasyonu Disiplin Talimatının “Hak Mahrumiyeti” başlıklı 25. maddesinin 2. fıkrası gereğince Ankaragücü Başkanı saldırgan Faruk Koca beş yıllık hak mahrumiyeti cezası aldı. İşbu cezanın üç yıldan fazla olması durumunda sürekli hak mahrumiyeti cezası olarak infaz edileceğinden saldırgan Faruk Koca’nın ömür boyu resmi müsabakalarda stadyuma girmek dahil olmak üzere sportif hiçbir faaliyette bulunamayacağı kesinleşmiş oldu. Ayrıca Halil Umut Meler’i darp eden diğer kulüp görevlilerinden Şahin Yunus Şahin ve Kenan Çelikkaya da sürekli hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmış, nihayet Ankaragücü Kulübüne de 5 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama ve 2 milyon TL de para ceza verilmiştir.

Somut olay aynı zamanda adli bir vaka olmasından dolayı Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Faruk Koca’nın saldırısı hakkında hazırladığı yedi sayfalık iddianamede sanığa "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle spor alanında kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama", "tehdit" ve "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna aykırılık" suçları isnat edilerek Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açılmıştır. Saldırgan Faruk Koca 09.01.2024 tarihinde hâkim karşısında olacak.

Yaşananlar Yeni Bir Dönemin Başlangıcı Olabilir Mi?

Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın hakeme karşı gerçekleştirdiği saldırı, sadece futbolun değil, genel anlamda sporun etik değerlerine yapılmış bir müdahaledir. Bu nedenle Faruk Koca'nın aldığı ceza, sadece bireysel bir yaptırım değil, aynı zamanda sporun temel prensiplerine ve kurallarına olan saygının bir ifadesidir. Peki bu yaptırımlar Türk sporunda yeni bir dönemin habercisi olabilir mi? Unutmamalıyız ki gerçek bir değişim, sadece cezalarla değil, aynı zamanda spor kültürünün ve toplumun genel yapısının iyileştirilmesiyle mümkündür. Somut olay, spor liderlerine, kulüplere ve taraftarlara, sporun sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir birliktelik ve saygı ortamı olduğunu hatırlatmalıdır. Sporda şiddetin ve nefretin azalması için ortak bir çaba göstermek, sadece sporun geleceğini değil, toplumun genel dinamiklerini de olumlu yönde etkileyecektir.

Futbol Yalnızca Bir Oyun! - Makaleler - Elmadağ Avukatlık ve Danışmanlık